Kaderin Kırmızı İpliği

Ruh eşimizle kırmızı bir iplikle bağlı olduğumuzu biliyor muydunuz? Peki ya bu ipliği görebilseydiniz neler yapardınız? Yoksa bu ipliği görmeyi tercih etmeyenlerden misiniz?

Ruh eşimizle kırmızı bir iplikle bağlı olduğumuzu biliyor muydunuz? Peki ya bu ipliği görebilseydiniz neler yapardınız? Yoksa bu ipliği görmeyi tercih etmeyenlerden misiniz? 

Çin ve Japon Mitolojilerinde yer alan bu iplik daha sonra tüm Uzak Doğu'ya yayılmış. Hatta şu an günümüzde birçok dizi ve filmde bile karşımıza çıkmakta. Peki nedir bu kırmızı iplik? Nasıl ortaya çıkmıştır? 

Bu konuya dair Türkçe yeterli kaynak olmasa da fikir sahibi olduğum ve size de fikir verecek kadar edindiğim bilgilerle şöyle söyleyebilirim ki bizi hayatımızın aşkına ulaştırıyormuş. Ben bu ipi izlediğim bir animede gördüm ve duydum duyalı meraklanıyordum. Sizlerin de hoşuna gideceğini düşündüğümden öğrendiklerimi paylaşmaya karar verdim.

Birçok dinde bildiğiniz üzere bir yazgı yani kader inancı var. Uzak Doğu'da ise Karma inancının yaygın olduğu biliniyor. Bu kader ipliğinin ortaya çıkma nedeninin Karmayla alakalı olduğu da söyleniyor. Bu kırmızı kader ipliği yaratılışa, ölüme bile meydan okuyor. Hatta bazı kaynaklarda Dünya'nın yaratılışıyla bile alakalı olduğunu okumuştum ama bugün daha romantikleştirilmiş halini sizlere aktaracağım. 

Çin Mitolojisinde ayak bileklerine bağlı olan bu ip Japon Mitolojisinde serçe parmaklara geçiyor. Bunun el mi ayak mı olduğu konusunda kesin bir bilgiye varamadım ama şu ana kadar izlediklerime bakılırsa genelde el serçe parmağında gördüm bu ipliği. Bir kitapta ise ayak serçe parmağı deniyordu. Bu iplik hakkında bilgi toplamama neden olan bir anime var ki çoğunuzun bu animeyi beğendiğini biliyorum, yazı sonunda bu animeye de değineceğim. Tabii siz de bugüne kadar kırmızı ipliğe denk geldiğiniz dizi, film veya animeleri benimle yorumda paylaşabilirsiniz.

Yaratılışı kapsayan ve ölüme kadar dayanan bu iplik bizi hayatımızın aşkı yani namı diğer ruh eşimize bağlıyor. Bunun hikayesi ise bizden yıllar yıllar öncesine kadar gidiyor. Çin Mitolojisinde Ay ve Evlilik Tanrısı Yue Xia Lao, birbirinin ruh eşi olan insanları ayak bileklerinden kırmızı bir iplikle birbirlerine bağlarmış ve bu kişiler ne olursa olsun sonunda evlenirlermiş. Bunun hikayeleşmiş hali ise "genç bir çocuğun gece vakti Ay ve Evlilik Tanrısına rastlantısıyla,  ileride evleneceği kızı öğrenmesini" ele alıyor. Hikayede evlenmeyi düşünmeyen bu genç gördüğü kızı taşlıyor ve kız kaşından yaralanıyor. Yıllar sonra çocuk evleniyor ve gelenekler doğrultusunda evlendiği kişi yüzünde örtüsüyle gencin odasında bekliyor. Odaya gelen genç örtüyü kaldırınca kızın kaşındaki süs dikkatini çekiyor. Ve kıza sorduğunda ise çocukken birinin onu taşladığını ve kaşında iz kaldığını, izi gizlemek için de süs taktığını öğreniyor.

Bu hikayede kırmızı ipin ne olursan olsun yıllara, olaylara, kişilere meydan okuduğunu görebiliyoruz. Ne olursak olalım ne olursa olsun o ip ne kadar kısalıp uzasın ne kadar karışırsa karışsın bu inanca göre önünde sonunda bizi o kişiyle buluşturuyor. Bu ipliğin aslında atardamara bağlı olduğunu ve bunun kalpleri bağladığını hatta Uzak Doğu ülkelerinde serçe parmakla söz vermenin bile bununla bağdaştığını söyleyenler var. 

Japonlardan bahsedecek olur isek onların hikayesi de Çin hikayesi ile oldukça benzer. Çok genç olan imparator bu kırmızı ipliği görebilen bir cadının varlığından haberdar oluyor ve bu cadıyı bulup kendi ipliğinin ucundaki kişiyi söylemesini emrediyor. Cadı ipliği takip ede ede küçük bir bebeğiyle ürünlerini satan bir çiftçinin pazarına yolu düşüyor. Cadıyı takip eden imparator cadıya yetişince ipinin burada sonlandığını öğreniyor. Kendisiyle alay edildiğini düşünen imparator hem cadıyı yakalatıyor hem de kucağında bebeği olan çiftçiyi itiyor. İmparatorun darbesiyle düşen bebeğin alnında büyük bir yara meydana geliyor. Yıllar sonra aynı imparatorun evlilik yaşı geldiğinde  mahkemesi ona güçlü bir amiralin kızıyla evlenmesini öneriyor.  Kabul eden imparator evleneceği kişinin yüzünü ilk kez gördüğünde alnındaki bariz yarayı ayırt ediyor ve cadının ona sunduğu kişiyle evlendiğini anlıyor.

Bu hikayenin Japonya'da oldukça yaygın olduğu biliniyor. Bunun nedeni ise sevginin gücüne, varlığına inanmalarından geliyor. Genelde kadere inanmasalar da kırmızı bir iplikle ruh eşiyle birbirlerine bağlı olduklarına inançları epey fazla. Japon halkının duygusal ama içe kapanık bir halk olduğunu biliyoruz. Duygularını sözlü olarak ifade etmektense hikâyeleştirmelere çokça başvururlar. Ve bu hikayelerden yine bir diğeri ise Ay'da yaşayan bir adamın her gece dünyaya inerek birbirine ihtiyacı olan insanları, birbirlerine öğretecek çok şeyleri olan insanları bu kırmızı iplikle bağladığı yönünde. Bu iple o insanlar yollarını bulup birbirine kavuşuyormuş.

Peki ya siz ruh eşinizi bulduğunuzu düşünüyor musunuz? Kırmızı ipliğinizin ucundaki insan gerçekten aradığınız insan mı? Yoksa hâlâ arayış içinde misiniz? Yukarıda da bahsettiğim gibi karma inancına sahip olan Uzak Doğu kültüründe bu yaşamınızda ruh eşinize ulaşamazsanız bir sonraki hayatınızda mutlaka birleşirmişsiniz. Çünkü bu iplik zamana bile meydan okuyormuş. Hayatımıza kim girerse girsin bizi sonunda ipliğin ucundaki kişiyle bir araya getiriyormuş. 

Şimdi bu bilgiler ışığında bana ilham kaynağı olan animemize değinmeden yazımızı bitirmek olmaz. Animemizin adı "Kimi No Na wa" veya "Your Name". Benim için hatırı sayılır animelerden biri. Animenin müziklerinin muhteşemliğine başka bir yazımda detaylıca değinmek için yer vermiyorum ama izlerseniz kendinizden mutlaka bir şeyler bulacağınızdan eminim. Animenin konusuna gelirsek ise kırmızı iplik konusu çok güzel bir şekilde ele alınmış. Zamana meydan okumasından tutun karakterlerin birbiriyle olan bağına hatta birbirlerini unutsalar bile sonunda birbirlerine bir şekilde kavuşmalarını ele almıştır. Animenin çizimleri ve akıcılığı animeye önyargısı olan insanları bile etkileyebilecek şekilde olduğuna inanıyorum. Kime izlettirdiysem sonunda animelere olan fikri mutlaka değişmişti. Umarım keyifle izler ve sonunda yorumlarınızı benimle paylaşırsınız.

Sürç-i lisan etmişsem affola. Yeniden görüşene kadar sağlık ve mutlulukla kalın.